6. yıl koleksiyonumuzun sıcak hava edisyonunu hazırlarken çanakkale’ye yerleşmenin bizim için güzel bir ihtimal olduğunu aslında biliyorduk. daha önce, yaklaşık 5 sene kadar önce, aynı yolculuğun farklı bir evresinde içinden geçtiğimiz şehre, geçirdiğimiz kışın tam kapanmasından hemen önce bir kez daha gitmiştik. ve döndüğümüzde asistanımıza, “çanakkale’ye taşınıyoruz, gelir misin?” diye sormuştuk. o da, evet, demişti.
tüm baharı ve yazı 25 ağustos’ta çanakkale’ye yerleşeceğimiz ihtimalinin gerçeğe dönüşmesini izleyerek geçirdik. izledik; çünkü içindeyken yani yaşarken tüm olan biten son derece sürrealdi. kararlar kararlar, olacaklar olmayacaklar, listeler yolculuklar, olaylar olaylar, alınan ölçüler verilen siparişler, yazışmalar konuşmalar, el sıkışmalar vedalaşmalar. zaman su gibi aktı ve elbette her şey de çok kolay olmadı. uğraştırdı. kimi iş yolunda tıkır tıkır giderken kimi yol da bitmek bilmedi. ama değdi.
bugün, bu mektup yazılırken, çanakkale’ye yerleşmemizin üzerinden tam 1 ay geçti. hala biraz şaşkınız, şehir ve başımıza gelenler bizi hala şaşırtmaya devam ediyor. bu çok güzel bir his. alive. bu kez verdiğimiz ara biraz uzun sürdü, farkındayız. ev çabuk toplandı. atölyenin bazı yerlerinde hala boşluklar ve bazı köşelerinde açılmayı bekleyen kutular var, bazı köşeler de yeşermeyi bekliyor; ama yerleştik. tasarlayacak ve üretecek kadar içindeyiz atölyenin. geçirdiğimiz 1 ay içinde sadece bir pazar günü yürüyerek kordona indik. nefesimiz kesilene kadar çalıştık. o kadar yorgun ve mutluyuz ki…
dünya kendini yeniden kurarken biz de yolculuğumuzun aldığı yeni şekille dünyamızı yeniden şekillendiriyoruz. atölyemizi, en ince ayrıntısını santimi santimine hesaplayarak kurguladık. burası artık bir laboratuvar gibi; başka bir üretim şeklinin mümkün olduğunu gösterebileceğimiz bir arena. biz moda endüstrisince kabul edilenin ve normalleştirilenin dışında bir üretim modelinin mümkün olduğunu gösteriyoruz. ve bayrak sallıyoruz.
bu bizim için yeni bir dönemin başlangıcı, yolun keskin bir ayrımı. bir eşik. daha önce geçtiklerimize benzer ama hiçbiri de birbirine benzemez ya aslında. hepsinin kendi dersleri, ödevleri ve sınavları olur. eğer hocasını seviyorsanız o dersi a ile geçmek için her şeyinizi verirsiniz. anımsarsınız. bu da öyle bir eşik. kurduğumuz, köklendirdiğimiz, serpildikçe saksısını değiştirdiğimiz, her yaprak verişinde heyecanlandığımız ve ne kadar büyüdüğüne bir türlü inanamadığımız; hayranlıkla ve kalp çarpıntısıyla izlediğimiz, dallanıp budaklandıkça daha çok keyif aldığımız, zamanlarını kolladığımız ve zamanı geldikçe ihtiyaçlarına doğru cevapları vermeyi öğrendiğimiz; öğrenmekten asla vazgeçmediğimiz bir süreç. kendi kurallarını koyan inatçı bir yol. kendi hikayesiyle müsemma bir yolculuk.
ERA, tam da hikayenin yeni bölümüne geçtiğimiz o sayfa kıvrımında doğdu. bugüne kadar biriktirdiğimiz teknikleri bir üst seviyeye çıkardığımız yer ile üretim tekniklerimizi daha aydınlık şekilde paylaşabileceğimiz yerin kesiştiği düzlemde. ERA, herhangi bir zaman diliminde tüm cazibesi ile var olabilecek bir ceket. kaliteli kumaşlardan incelikli işçiliği ve astar cebi gibi gülümseten detaylara sahip tasarımı ile 6. yıl koleksiyonumuzun soğuk hava edisyonunun yeni modeli. çok parçalı kalıbı ve titizlikle üzerinde çalıştığımız cep ve astar gibi detayları ile sıkı bir işçilik eseri. uzun zamandır doğru model üzerinde kullanmayı beklediğimiz vatkalarla bizi kavuşturan ayrıksı bir silüete sahip. çok tanıdık ama farklı; belki hepsi ama aslında hiçbiri. geçmişi anımsatan ve gelecek hayali kurduran bir şimdiki zaman güzellemesi.
uzun zamandır zihnimizde canlandırdığımız, aklımızı meşgul eden ve hayata getirmeyi arzuladığımız bir silüet vardı; dalgalanan, havalanan ve durulan, geçtiği yerde iz bırakan bir silüet. öyle ki ismi dahi dilimizin hep ucundaydı. doğru hissiyatı, doğru kumaşı ve doğru zamanı bekledi. sonunda zihnimizde canlanan hissi, ona çok yakıştırdığımız kumaşı ve ‘tamam’ dediğimiz o anın heyecanı ile hayata geldi. MOI ailesinin ilk üyesi, 6. yıl koleksiyonumuzun sıcak hava edisyonunda yer alan elbise idi. bu elbisenin ve ardındaki hikayesinin izinden bu aileyi zenginleştirmek istedik. MOI SKIRT, bu edisyonda yer alan diğer yeni model. son derece rahat; siz ne olmasını, size ne söylemesini arzu ederseniz öyle davranan, ve her koşulda keyifli ve özgür bir etek.
edisyonu zengin kılan, kumaş seçkisinde yakalamaya çalıştığımız, farklı zamanlarda farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek seçeneklerin olması bir yandan. ÇALIK DENİM bu anlamda bizim için çok kıymetli bir iş ortağı; zira tam da farklı zamanlarda farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek seçenekte kumaşı sürdürülebilirliği olması gereken yöntem olarak ilke edinerek şeffaf şekilde üreten bir firma. 6. yıl koleksiyonumuzun soğuk hava edisyonunda bu anlamda önemli ve özel denimler yer alıyor. denethic bunlardan biri. normal üretim koşullarında kumaşlar ham sevk ediliyor ve dikim sonrası endüstriyel yıkama yapılıyor. ‘denethic’ adı verilen teknoloji ile durulama ve hatta ağartma seviyeleri gibi yıkanmış efektler kumaş üretimi esnasında sağlanıyor. bu da endüstriyel yıkamaya gerek olmaması anlamına geliyor. daha az su, daha az kimyasal ve daha az enerji demek olan bu inovasyon, hem kumaş üretiminde hem ürün yıkama aşamalarında gezegenimizin korunmasına katkı sağlayan önemli gelişmelerden. kullandığımız modellerdeki açıklamalara yazarken gurur duyduğumuz bir diğer kumaş özelliği, geri dönüştürülmüş pamuğun üretime yeniden dahil edilmiş olması. pamuk, mevcut üretim koşulları düşünüldüğünde, oldukça tehlikeli ve tehditkar bir yerde dururken geri dönüştürülmüş pamuk, tüm bu mevcut koşullara karşı verilmiş bir cevap niteliğinde. ve biz size satın aldığınız kıyafetlerin ÇALIK DENİM’in kaliteli ve etik koşullarda üretilmiş kumaşlarla hayata geldiğini söylemekten gurur duyuyoruz.
sertleşecek hava koşullarının gerekliliklerine uygun yünlü ailesi, hem mevcut modeller için hem de yeni kalıplar için bizi motive eden kumaş seçkimizin yenilerinden. biraz tarçın, biraz espresso, yağmurda ıslanmış toprak ve soğuk havayı çağrıştıran tüm güzel hisleri içine alıp sizi onlarla saran tarçın; hareli ruhunu dokusundan ve tonundan alan olağanca pofudukluğu ile füme; kesin çocukluğunuzun portmantosundan bir mantoyu gözünüzün önüne getirecek o tanıdık hissi ve tonları ile ekose; daha ne kadar kalın giyinebileceğinizi sorguladığınız o günler için ideal siyah. yünlü tüm modellerin içinde pamuk astar kullandık; hem o olası kaşınma hissini ortadan kaldırmak hem de doğal elyaftan dokunmuş kumaş kullanmayı tercih ettiğimiz için.
bizim vitrinimiz internet sitemiz ve instagram hesabımız. herhangi bir mağazada fiziki olarak modelleri inceleyemediğinizi bildiğimiz için size onları verdikleri en doğru hisle ve renkte aktarmak için elimizde olan tek şey, buluştuğumuz ekranı doğru kullanmak. bunun için bu kez daha profesyonel ekipmanlarla çalıştık. çekimleri atölyenin asma katına kurduğumuz fotoğraf stüdyosunda gerçekleştirdik. daha az dokunuşla daha temiz ve arzu ettiğimiz sonuçlara ulaşabildik. bunun için çok mutluyuz. ve bu sene videoyu bir iletişim aracı olarak daha aktif kullanmayı planlıyoruz. sizin de merak ettiğiniz konular olursa bize yazın lütfen.
6. yıl koleksiyonunun sıcak hava edisyonu mektubunu şöyle bitirmişiz;
“dünyanın kendini yeniden kurduğu süreçte kendi dünyalarımızdan hikayeler anlatıyoruz birbirimize. kıymetli tanışıklıklar kurup zenginleşiyoruz. ekleye çıkara, düşe kalka çiziyoruz yolumuzu. bu koleksiyon da bugüne kadar biriktirdiklerimizden, yolculuğumuz sırasında şekillendirip köklendirdiğimiz özümüzden çıkan bir hikaye.”
hikayemize eklediğimiz bu yeni bölümde bize eşlik ettiğiniz için teşekkür ederiz.
görüşmek dileğiyle.
sevgiyle,
zeynep & çağrı